Hayal etmek, hiç bir şey yapmamaktan iyidir!

Bu mesajın altında “Aslında fena fikir değil…boşveeer… ne gerek var….olabilir… bence olmaz… uçmuşsun sen… katılıyorum/katılmıyorum… git işine kardeşim başka işin mi yok… geç bilgisayarın başına koy telsizini masana, bir yandan müzik dinlerken bir yandan da birinin sıkışıp satılığa çıkardığı telsizini nasıl ucuza kapatırım onu düşün… bizde olmaz yürümez bu işler…“ gibi cevaplar çoğalacak ve devamında hiçbir olmayacak olsa da sesli düşünmek istedim sadece…

Birincil derecede asli görevimiz olmamasına rağmen ne hikmetse üzerimize vazife edindiğiniz ve hala üretememenin getirisi olarak "biz önemliyiz" diye ardına saklandığımız afet haberleşmesi konusunu bir kenara bırakırsak; kendimizi başka türlü de tanıtılabileceğimizi düşünüyorum.

Klasik bina veya konteyner yapılarındaki dernek istasyonlarından sıyrılıp farklı mekanları biraz makyajlamak fena fikir değil. Bunun yabancılarda birçok örnekleri var. Örneğin ilk olarak tarihi mekanlardan veya benzer yerlerden başlanabilir. Böylece bizi simit-çi der gibi tarif edenlerin söylediği "afet-çi" kelimesinin yanına bir de "tarih-çi" eklenmiş olur fena mı?
Neyse ben ilk aklıma gelen yerleri sıralayayım.

- İzmit'te körfezde iskeleye bağlı duran Gayrettepe Muhribi,
- Çanakkale'de müze bahçesinde bulunan Nusrat mayın gemisi maketi veya Mersin - Tarsus'da orijinali,
- Samsun ilindeki 19 Mayıs Vapuru.
- Balıklara yuva olarak suya gömülmeden önce el konulabilecek eski ve kullanımdan çıkmış olan bir C-47 Dacota veya deniz karakol uçakları.

- İzin verilir ya da verilmez meselesinde konuyu boğmadan çareler üretmek yine bizim işimiz. İstemesini ve idare etmesini bilmek gerek. Eğer bunlardan birine siviller kafeterya veya çay ocağı kurabiliyor ve buna izin alabiliyorlarsa bizim de bir istasyon kuramamamız için bir sebep yok.

- Hatta bu tür istasyonlara isimlerine paralel ve süreklilik arz eden çağrı işaretlerinin alınabilmesi için gerekli girişimler yapılabilir. İlla bir derneğe bağlı olmasına gerek kalmadan çalışabilirler, illerde birden fazla dernek bulunsa bile ortak destek ile gayet güzel donatılabilir, farklı dernek mensuplarının bir araya gelmesi ile kaynaşma ortamı sağlanabilir.

- Bunun dışında bugün nasıl ki deniz fenerleri ve benzeri yerlerden yapılan çalışmalar gerek yurt içi ve gerekse yurt dışında ehemmiyet arz ediyor ve aranıyor ise buralar da yapılacak faaliyetlerde ön plana çıkarılabilir,

- Gönderilecek QSL kartlarda buraların resim ve bilgileri yer alabilir.

- İzcilik faaliyetlerinde, okul gezilerinde kullanılabilir,

- Donanım konusunda önemi, il için reklamı ve tanıtım faaliyetleri iyi bir şekilde anlatıldığı takdirde valilikler ve belediyelerden de yardım alınabilir.

Söz gemilerden açılmışken daha önce okuduğum ve beni derinden etkileyen bir kitabı sizlere tanıtmak isterim. Lütfen imkanınız varsa bu kitabı edininiz, okuyunuz ve çocuklarınıza da okutunuz. Diğer kitaplara nazaran çok cüz-i bir miktara edinebileceğiniz bu kitabı bir solukta ve zaman zaman göğsünüz kabararak, bazen de duygu seli içerisinde hüzünle okuyacağınıza eminim. Kitabı bitirdiğinizde yüreğinizde bu gemilerin ve şanlı personelinin yeri çok ama çok farklı olacak. Ve bizler ki bugün ülkesinin makus kaderini değiştiren ne Nusrat'a sahip çıkabildik ne Yavuz'a, ne de diğerlerine. Bari amatörler olarak hatıratlarına, hiç olmazsa isimlerine sahip çıkabilelim ve hem kendi ülkemize hem yabancılara, yarınlarımıza bunu anlatabilelim.

Kitap Adı : Destanlaşan Gemiler (Hamidiye, Yavuz, Nusrat, Alemdar)
Yazar: Erol MÜTERCİMLER
Yayınevi: Kastaş
Sayfa    : 299
Fiyat     : 5-7 TL arası
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

[eklenti yönetici tarafından silindi]

Linkback: https://www.radyoamatorleri.com/index.php?topic=2452.0

[TA2T (sk)]

Değerli Kardeşimiz Ruha Bey,
 
İçeriği dopdolu önerilerini hayranlıkla izliyorum. Haklısın, onlarca öneriden bir tekini dahi gerçekleştirebilmek Türk Telsiz ve Radyo Amatörleri için büyük kazanç. 1985 yılından bu yana ülkemize amatörlük için ne kazandırabildiysek; hayallerimizin neredeyse ölçüsüz denecek kadar büyük başlaması sayesinde başardık.
 
Yukarıdaki yazında tarihi gemiler konusunu okuyunca, bunun da kolaylıkla gerçekleştirilebilecek bir iş olduğuna inanıyorum. Üstelik bu konuda bir örnek de var.
 
Bundan 15 yıl kadar önce İngiltere'ye yaptığım bir görev seyehati sırasında, o zamanlar Londra'daki Büyükelçiliğimizde görev yapan Sevgili Fethi CANGIR, TA2A (SK) ağabeyimiz ile 4-5 gün birlikte olma fırsatı bulmuştum. İlk şehir turunda beni götürdüğü yer, Thames nehri üzerindeki iki meşhur köprü arasında demir atmış olan "HMS Belfast" isimli bir müze gemi idi. Bu tarihi gemideki telsiz odası "Kraliyet Deniz Kuvvetleri Amatör Telsizciler Cemiyeti" tarafından restore edilerek çalışan bir telsiz istasyonu haline getirilmiş ve Amatörlerin kullanımına sunulmuştu. Rahmetli Fethi Ağabey ile o gemide geçirdiğimiz saatleri dün gibi hatırlıyorum, bu kadar sene sonra.
 
Bu müze 2011 de ufak bir kaza nedeniyle ziyaretcilere kapanmış olmasına rağmen, 2012 Nisan ayı ortalarında tekrar hizmete sokulacak.
 
Müze Gemi ve Amatör Telsiz İstasyonu ile ilgili bilgi ve resimlere;
 
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap      ve
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap)
 
adreslerinden ulaşılabilir.
 
Bu vesile ile, Büyük hayallerinin mutlu sona ulaşmasını diler, ilk müze geminin, Amatör arkadaşlarımıza da hizmet sunmak üzere, görev süren dolmadan, Giresun limanına demir atmasını merakla beklediğimi ifade etmek isterim.
 
Büyük projelere devam...
 
TA2T