USB Kavramına gelirsek.
Önce CW vardı diye başlıyalım.
Bir RF sinyali üretilir ve uzaya salınır. Üretilip gönderildiği sürecte başka hiçbir işleme tabi tutulmaz, yalnızca
devamlı olarak üretilen yalın bir sinyal olması hasebiyle
continuous wave ismini alır.
İşte CW budur.
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapKarşıda yanan bir lamba gibi. Sonuçta bu durum bir bilgidir, bu bilgi, yanlızca "yanıyor veya sönük" kadar bir bilgidir. Onu gören yanlızca "yanık/sönük" der.
Bu sınırlı kapasitedeki bilgi çoğu zaman biz insanlara yetmeyecektir.
İletişimi zenginleştirmek için (bir takım mesajlar daha yükleyebilmek için) bir lambayı belli sürelerle açıp kapatırsanız ve açma kapama sürelerine bir anlam verdiyseniz, bu lambayı gören kişi açma kapama sürelerinden sizin mesajınızı anlayacaktır. Deniz fenerleri bu temel üzere çalışır.
RF de bu işlem CW dalgayı belli kesintilere uğratmak ile yapılır. Açma kapama sürelerine uyumlu bazı anlamlar yüklenmiştir, harf ve rakam gibi.
Başlangıçta 2 mesajınız vardı "yanık/sönük", yani var/yok.
Sonra CW'yi belli sürelerle açıp kapatma yaparak, yani CW dalgaya süreler ile birtakım kodlamalar yaparak alpha (alfabe) numeric (rakam) içerikli, 2 mesaj kapasiteli öncekinden (yanık/sönük) farklı olarak, daha zengin mesaj yükleme imkanı bulduk.
Diğer deyişle Alphanumeric manalar ile "karşılıklı konuşmada sağladığımız iletişimi" CW yi anahtarlayarak elde etmiş olduk. Anahtarlama sürelerini de uluslararası standart değerlere oturtup adına
MORS dedik (Samuel Morse toprağın bol olsun).
--------------------------------
Biz insanlara bu da yetmeyecektir. Madem RF'in yayılım özelliğinden yararlanarak çok uzaklara sinyal ulaştırıyorum sesimi de duyurayım derken, önceki çalışmalarımızın baş rölündeki CW dalga üzerine bir takım müdahalelerde bulunduk.
CW formatında ürettiğimiz RF sinyalin (artık adı taşıyıcı sinyal olsun) genliğini (voltaj değerini), Ses sinyaline göre değiştirip (module etmek) uzaya saldık.
Yaptığımız bu işleme Genlik Modulasyonu (
Amplitude
Modulation) dedik.
Zaman domaininde gösterirsek,
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapBu sinyali alıp genliğindeki değişimi çözünce (demodule) ses sinyalini tekrar elde ettik, ve bir hoparlor ile duymayı sağladık.
---------------------------
Bu modulasyonu uzun seneler kullandık. Bu arada, modulasyon sırasında nelerin olduğunu, hem ölçme cihazları ile, hem de matematiksel olarak inceledik.
Module
eden sinyalin genliği ile, module
edilen sinyalin genliği arasındaki
oranların bazı sonuçlara sebep olduğunu gördük
Module edenin genliği az ise, alıcıda ses düşük çıkıyordu,
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapDaha arttırırsak alınan ses artıyordu,
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapDaha Arttırırsak Anlaşılırlık daha iyileşiyordu,
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapDaha da arttırırsak elde edilen sinyal, gönderilen orjinalden farklılaştığı için anlaşılırlık da bozuluyordu,
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapBu farklılığa sebep olan genlik değişimine modulasyon
derinliği veya
indeksi (index daha çok FM de kullanılır) dedik.
Ses iletiminde derinlik oranında en verimlisinin,
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap%100 modulasyon olduğunu gördük.
Ayrıca şunu da gördük. AM modulasyon yapmaz isek (module eden sinyali keser isek) yalnızca taşıyıcıyı yollanıyordu.
Frekans domaininde grafiksel olarak gösterirsek
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapModulasyon anında ise taşıyıcı ile beraber fazladan birtakım sinyaller oluşuyordu, o sinyalleri incelediğimizde frekanslarının taşıyıcı ile toplandığı ve çıkarıldığı 2 ayrı değer olduğunu gördük.
Taşıyıcı frekansı = fc
Module eden sinyal frekansı = fs
dersek,
fc taşıyıcısının iki yanında
fc-fs ve
fc+fs olarak iki ayrı frekansın daha ortaya çıktığını gördük.
Örneğin taşıyıcı 3600KHz ve module eden sinyal 1KHz ise
3600 KHz --> fc (Taşıyıcı)
3599 KHz --> fc - fs
3601 KHz --> fc + fs
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapTaşıyıcıyı
tek bir frekans ile module edersek üstteki şekildeki gibi 3 adet frekans ortaya çıktı.
Taşıyıcı değeri, sabit, tek bir frekans değerine sahip, 3600KHz gibi. Ancak module eden sinyal
ses gibi zengin bir sinyal ise durum farklılaşıyor, ses sinyali tek frekans değildir, birçok frekans içerir.
Ses için kullandığımız 0Hz ila ~3KHz arası tüm sinyaller gibi düşünürsek taşıyıcının sağında (üstünde) ve solunda (altında) birçok (band halinde) frekansın oluştuğunu gördük.
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapBu sağ ve solda kalan iki alana (iki banda) isim verdik .
-Taşıyıcının solunda kalana (frekansı taşıyıcıdan daha alt değerlerde olana) Alt Yan Band (
Lower
Side
Band )
-Taşıyıcının sağında kalana (frekansı taşıyıcıdan daha üst değerlerde olana) Üst Yan Band (
Upper
Side
Band )
dedik.
Bir süre sonra aklımıza geldi, bu her iki band da module ettiğimiz sinyalin (ses gibi) özelliklerini bir şekilde içeriyordu. Ancak biz AM modulasyon yapıp uzaya gönderirken
-Taşıyıcıyı
-Alt Yan Bandı (LSB)
-Üst Yan Bandı (USB)
da gönderiyorduk. Ve %100 modulasyon yapılmış
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yapbu gibi bir AM sinyal grubunu incelediğimizde, toplam gönderilen enerjiyi 100 kabul edersek ( yüzde hesabı yapacağız),
- %50 sini taşıyıcı
- %25 ini bir band
- %25 ini diğer band harcıyordu.
Veya birim değer (1) üzerinden oranlarsak,
- 0,50 enerjiyi taşıyıcı
- 0,25 enerjiyi bir band
- 0,25 enerjiyi diğer band harcıyordu.
Örneklersek, telsizimizle 100W lık AM çıkış yapıyorsak,
50W lık bir taşıyıcı,
25W lık bir yan band
25W lık diğer bir yan band
üretip gönderiyorduk.
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapTaşıyıcı, hiç bir bilgi içermeyen boş bir sinyal, yan bandlar ise yüklediğimiz bilgiye göre (ses gibi) şekillenen sinyaller ve sesi tekrar elde edilirken bunlara ihtiyacımız olduğuna göre, hem de her iki yan bandda da bu bilgi saklı olduğuna göre,
50W lık taşıyıcıyı göndermesek ve
25W lık bir yan bandı göndermesek,
geri kalan diğer yan bandı yine 25W ile göndersek, 100W AM ile ulaştığımız mesafeden bir farkı olmayacak (1/4 oranı). Zira zaten bize lazım olan ses bilgisini içeren bu yan bandlar.
Bu düşünce ile çalışmalar yapıldı ve
-Taşıyıcı bastırıldı (modulasyon yapabilmek için üretildi ama havaya yayılmadı)
-Yanbandlardan biri bastırıldı
-Diğer yan band gönderildi.
Alıcı tarafa bu sinyal (1 yan band), AM'in 1/4 oranı güç ile iletildi. Ve tekrar ses elde edildi.
AM tipine göre Ne kazanıldı? %75 kadar boşa güç harcama engellendi.
Elimdeki cihaz 100W çıkış yapabilecek kapasitede ise 100Watt lık çıkışı tek yan band göndererek yaparım, AM ile gidebileceğim 400W'a eşit olur
Veya 100Watt AM ile ulaşabildiğim yere tek yan band gönderirsem 25Watt ile ulaşırım
.
İşte bu "
tek yan band" gönderim işine SSB ( Single Side Band ) dendi. Hangisinin gönderileceğini gösteren isme de ,
USB ( Upper Side Band ) yani üst yan band
veya
LSB ( Lower Side Band ) yani alt yan band
dendi.
Bu sistemin böyle müthiş bir avantajına karşılık bir dezavantajı görüldü. O da şudur,
SSB bir sinyali alıp demodule edebilmek (tekrar ses bilgisini elde edebilmek) için, gönderen tarafın üretip de güçlendirmeden ve havaya yaymadan bastırdığı taşıyıcı frekansının değerinde bir fekansı alıcı tarafta üretmek gerekiyordu.
Bu frekansda sinyali üretmek (örneğin 3600KHz) zor değil ama, gönderen taraf ile bire bir aynı frekans değerini sağlamak pratikte bazı zorluklara sebep oluyordu. Gönderen tarafın (üretip de göndermediği) taşıyıcı frekansı ile, alıcı tarafın ürettiği yeni frekans arasındaki fark sesin anlaşılırlığını bozuyordu. Bu fark az ise elde edilen ses anlaşılıyor ama rahatsız ediyordu, fark belli bir değerin üstüne çıkarsa artık hiç anlaşılmaz oluyordu. Bu farkı en aza indirmek için "kaba ve ince frekans ayarı" (coarse/fine) düğmeleri cihazda kullanıcıya yönelik olarak ön panelde yer almak zorunda kalınıyordu.
Kullanıcı ayarlıyor ancak belli bir konuşma süresi sonrası (ısı vb sebeplerle) frekans farkı değişiyor ve kullanıcının yeniden müdahalesini gerektiriyordu.
Zaman içinde cihaz teknolojileri daha gelişti ve bu müdahaleler de azaltıldı.
Kısaca SSB (LSB veya USB) budur.
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap